Beyindeki Kinezi
Bu siteye gelen herkes Beyin Gücü kavramını mutlaka duymuştur. BEYİN GÜCÜ. Varmı böyle bir güç. Kaynağı nedir? Hareket mekanizması nasıl çalışır?
Beynimizdeki güce gelmeden önce onu gücü oluşturan ve asıl tetikleyen Zihin gücü ve Zihin gücünü de oluşturan Düşünce-Hayal gücüdür. Davranışlar bu silsile ile oluşur. Zihininizde düşünürsünüz, Zihni Güç açığa çıkar, Bu bene yansır O'da bunu gerçek hayata yansıtmak için gerekli kimyasalları salgılayarak bilinçaltını ve bilinç üstünü bu duruma uyarlar. Ve ortaya Nöronik harika bir güç açığa çıkar.
Ne isterseniz O olursunuz cümlesinin temelinde de bu sıralama yatmaktadır. Hayal et, Zihinsel Gücünü topla ve Davranışa yansıt. Beyindeki Kinetik enerjinin oluşumu bu düzende hasıl olur.
Peki nasıl oluyorda beyindeki bu kinetik enerji Telekinetik yani aracısız maddeye yansır?
Son noktada düşünce ile Nöronlarda üretilen (Hücrelere göre) Yüksel volttaki enerji Gözler veya eller aracılığı ile tıpkı radyo sinyalleri gibi iletilir. Havanın bu yönde iletkenlik özelliği vardır. Bu özelliğin en büyük nedenlerinden biri tüm evreni kaplayan atomdan daha küçük yapıdaki "esir" maddesidir. Elektronik aletlerin yaymış olduğu sinyallerin dağılımıda bu sayede olabilmektedir. Elektriği geçirmez (Günümüzdeki teknik imkanlara göre) fakat kinetik enerjiyi mükemmel şekilde geçirme özelliğine sahiptir.
Deney: Bağdaş kurup gevşeyin. Kafanızda milyonlarca düşünce varsa kalkın gidin kafanız durulduğunda gelin. Yada o karmaşık düşünceleri dağıtacak kadar güçlü olduğunuza kendinizi inandırın devam edin. Çünkü inanmak bir işi tamamlamanın yarısıdır. Hemen ilerinizde bir nesnenin üzerine hafif bir madde koyun (Kağıt, tüy, jelatin vs.)
Net bir düşünceye sahip olduğunuzda ve vücudunuzdaki tüm kasların gevşediğine inandığınızda en çok kullandığınız eliniz hangisi ise (Sağ veya sol -Bunun nedeni sürekli kullanımdan dolayı akım oranı daha fazladır-) eliniz ve bileğiniz rahat olacak şekilde ileri doğru uzatın (Bileğinizi dizinize dayayabilirsiniz) Gözlerinizi kapatın. Zihninizdeki beyninizden ışıklar saçan bir enerjinin kolunuzdan elinize doğru indiğini ve avcunuzda biriktiğini ve dahada güçlü bir akım oluşturarak parladığını görüntüleyin. Siz bunu yaptığınızda eğer az çok antrenmanlıysanız anında akım başlayacak ve sizde bunun karıncalanma olarak hissedeceksiniz. Enerjinin avcunuzda yeterince biriktiğini ve ağırlık yağtığını hayal edin. Bir süre sonra avcunuzu hemen ilerinizdeki nesneye yöneltip avcunuzdaki enerjinin nesneye doğru ışıklar saçarak çarptığını ve nesnenin bu enerjinin şokuyla dağılıp ileri doğru fırladığını hayal edin.
Eğer gerçekten bunu içten ve yeterince güçlü bir istekle yapmışsanız ve kafanızdaki tereddütlerden arınmışsanız (Acabalardan) gözlerinizi açıp avcunuzu ileri tutup enerjiyi nesneye gönderdiğinizde nesne ileri doğru fırlayacaktır. Hatta parçalanacaktır.
Bunu 40 Gün boyunca günde iki defa tekrarlayın. Aynı inanç ve azimle devam edin. Sakın olaki "Yapıyorum olmuyor" safsatasına kapılmayın. Unutmayın ki neye ve nasıl inanırsanız herşey ona göre şekillenir.
[*] Şunu sakın unutmayın. Bir çok şeyin hemen olmamasının nedeni kişilerin beceriksizliği değildir. Bedenin bu tarz çalışmalara adaptasyon sürecine ihtiyacı vardır. Eğer ilk seferde yukarıda yazmış olduğum deneyi düşünce, beyin ve beden olarak alışık olmayan hiçbir çalışma yapmamış, doğuştan müsait olmayan biri başarmış olsa neler olurdu?
Enerjinin iletiminde görevli sinir sistemi yüksek voltajın ani akışından dolayı iflas eder, Nöronlar ihtiyaç duyulan enerjinin aşırı üretimiden dolayı nükleer bomba gibi infilak eder ve kişi bu şiddetli akımın ani oluşumunda dolayı ciddi hasarlara uğrardı.
Yani herşeyde bir hikmet vardır önemli olan bunu anlayabilmektir. Gerçekte bazı şeylerin hemen olmayıp zaman içerisinde olması kişinin yararınadır. Unutmayalım ki sabır ve azim kişiyi zirvelere hazırlar ancak onlar zirvelere tırmanabilir. Diğerleri ise sadece arkadan bakıp bakıp imrenirler.