Gizli Güçler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Gizli Güçler

Gizli güçleri kullanma
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yehova'nın Şahitleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
brkcn

brkcn


Mesaj Sayısı : 89
Kayıt tarihi : 20/11/08
Nerden : istanbul

Yehova'nın Şahitleri Empty
MesajKonu: Yehova'nın Şahitleri   Yehova'nın Şahitleri Icon_minitimeC.tesi Kas. 22, 2008 11:23 pm

Yehova'nın Şahitleri Dünya çapındaki bir dinsel topluluğun adıdır. Yehova ismi Yehova'nın Şahitleri'nin kutsal kitap olarak kabul ettikleri Kitabı Mukaddes'de şu şekilde geçer: Yeşaya 43,10.

* "Tanıklarım (Şahitlerim) sizlersiniz" diyor RAB (Yehova), "Seçtiğim kullar sizsiniz."

Yehova'nın Şahitleri kendilerini bu sözlere göre adlandırırlar. Kitabı Mukaddes'de çoğu kez "RAB" ve "Tanrı" olarak çevirileri yapılmış yerlerin birçoğunda orjinal dile göre Yehova sözcüğü geçmektedir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre bu Tanrı'nın özel adıdır ve özel bir anlam taşımaktadır. Sayıca Dünya çapında 7 milyonu aşkın olduklarını ve dünyanın 236 ülke ve adasında faaliyet gösterdiklerini kendi kaynaklarında belirtmektedirler. Yehova'nın Şahitleri Hıristiyan Alemi olarak adlandırdıkları diğer Hristiyanların inandığından tamamen ayrı bir dine inandıklarını söylerler.Yehova'nın Şahitleri'nin inançlarındaki ve inançlarını yerine getirmelerindeki büyük farklılıklar bunun başlıca nedenidir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre "Hıristiyan Alemi" ilk Hıristiyanlığın inançlarından ve uygulamalarından çok uzaktır. Benzer şekilde diğer Hıristiyan mezhepleri de Yehova'nın Şahitleri'ni sapkın bir topluluk olarak nitelerler. Yehova'nın Şahitleri'ne göre ise, İsa'nın gösterdiği dini ilk Hıristiyanlık örneğine göre kendileri uygulamaktadırlar. Onlara göre, Hıristiyan Alemi olarak adlandırdıkları diğer Hıristiyanlık mezhepleri ise, ilk Hıristiyanlık'tan farklıdırlar. Kendilerine göre Tanrı'nın istediği tek bir gerçek din vardır ve bu dini kendileri uygulamaktadırlar. Kitabı Mukaddes'in tüm kısımlarını Tanrı'nın sözü olarak kabul ederler ve diğer mezheplere göre oldukça farklı yorumlarlar. Yehova'nın Şahitleri haç kullanmazlar, üçlük inançları yoktur. İsa'yı Tanrı'nın oğlu olarak ve Tanrı'dan aşağı bir konumda kabul ederler. Yehova'nın Şahitleri'ne göre Tanrı İsa'yı insanları günah ve ölümden kurtarmak üzere Adem'in suçuna yasal bir karşılık fidye olarak vermiştir ve Adem'in getirdiği günah ve ölümün bedelini günahsız olarak kendisi ölerek ödemiştir. Tanrı'nın adaleti gereği hiç bir suçluyu asla suçsuz çıkarmadığından dolayı, Tanrı'nın böyle bir fidye düzenlemesi yaparak insanlara sevgi gösterdiğine inanırlar. Buna göre İsa'nın fidyesini kabul edip, iman ederek Tanrı'ya itaat edenler ilerde bu fidyeden yararlanarak günahtan, hastalıktan, yaşlılıktan ve ölümden kurtulacaklardır.
Yehova'nın Şahitleri'nin inancına göre, insanların kurtulması için böyle bir fidye Adem ve Havva'nın kusursuzluklarını kaybederek günahlı ve ölümlü olmaları nedeniyle gerekli olmuştur. Onlara göre, Adem ve Havva başlangıçta zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak tam bir kusursuzlukta yaratılmışlardı. Buna göre, Adem ve Havva kusursuz ve tam olduklarından dolayı, günahsız ve günaha yenik düşmeyecek bir yaradılıştaydılar. Bu nedenle hastalık, yaşlılık ve ölüme yol açan günahlı ve günaha eğilimli olarak, kusurlu bir yapıda değillerdi. Yalnızca, Tanrı'nın sözünü dinlemedikleri takdirde kesinlikle ölecekleri kendilerine bildirilmişti. Adem ve Havva günaha yenik düşecek bir yapıda olmamalarına rağmen, özgür seçimleriyle Tanrı'ya kasten itaatsizlik ettiklerinden dolayı sonsuza dek yaşama hakkını kaybettiler. Bunu yapmaları sonucunda tam ve kusursuz olma durumlarını kaybederek, günahlı ve kusurlu olma anlamına gelen bir yozlaşma sürecine girdiler. Sonuç olarak, giderek zihinsel, ruhsal ve bedensel yönden bir çöküş yaşamaya başladılar ve bunun sonucunda yaşlanarak öldüler. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, bütün insanlar Adem ve Havva'dan geldiklerinden dolayı aynı günahlı ve kusurlu yapıdadırlar. Bütün insanlar bozuk bir kalıp gibi olan Adem ve Havva'dan kalıtım yoluyla onlardaki kusurluluğu almışlardır. Bu şekilde tüm insanlar zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak kusursuzluktan çok uzaktadırlar ve bu nedenle yaşlanmakta, hastalanmakta ve ölmektedirler. Yehova'nın Şahitleri'nin inancına göre, kusurlu ve ölümlü insanların Tanrı'nın gözünde sonsuza dek yaşama hakkı yoktur. Bu durum Tanrı'nın insanların kurtuluşu için özel bir düzenleme yapmasını gerekli kılmıştır. Tanrı'nın bunu yapmasına yol açan etken, onun insanlara duyduğu sevgidir. Bu düzenlemenin adı fidyedir. Bu fidye yoluyla, Tanrı bu fidyeyi kabul eden insanlara yeniden bir yaşam armağanı verebilecektir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Tanrı "suçluyu cezasız bırakma"yan bir Tanrı'dır. Tanrı'nın günahlı insanları karşılıksız olarak bağışlaması, suçu görmezden gelmek ve adaleti çiğnemek demek olduğundan, böyle bir fidye düzenlemesinin gerekli olduğuna inanırlar. Tanrı Adem'in başlangıçtaki kusursuz ve ölümsüz durumuna eşdeğerde bir fidye olarak yerdeki yaşamını insanlar uğruna vermek üzere, gökteki ruh varlık olan ilk oğlunu yeryüzüne göndermiştir. Yehova'nın Şahitleri'nin inancına göre, İsa'nın yeryüzüne mucizevi olarak gelme nedeninin başlıca amacı bu fidyeyi sağlamaktır. Bu nedenle İsa suçsuz bir şekilde ölerek Adem'in yerine geçmiş ve insanlara yeryüzündeki kendi yaşama hakkını armağan etmiştir.
Yehova'nın Şahitleri'nin inancına göre, Yehova Tanrı Adem ve Havva'yı yeryüzünde sonsuza dek yaşamaları için yaratmıştır. Başlangıçta Adem ve Havva'nın yaşadıkları yer, yeryüzünün küçük bir kısmını kapsayan ve içinden Pişon, Gihon, Dicle ve Fırat ırmaklarının aktığı "Aden Bahçesi" (Zevk Bahçesi) adı verilen özel bir parktı. Zamanla insanlar çoğaldıkça bu park bütün yeryüzünü içine alacak şekilde genişleyecekti. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, gururundan dolayı Tanrı'ya isyan eden Kerub bir melek, Tanrı'nın insanlar ve yeryüzüyle ilgili amacını bozmaya çalışmıştır. Bu meleğin Tanrı'yı ve insanları suçlayan bazı iddiaları evrensel bir davayı ortaya çıkarmıştır. Yehova'nın Şahitleri'ne göre bu davanın iki önemli yönü vardır.

* Birinci yönüyle egemenlik davasıdır. Şeytan Tanrı'nın evrendeki zeka sahibi varlıkların üzerindeki egemenliğinin haksız olduğunu ve Tanrı'nın yönetiminin bu varlıkların iyiliğine olmadığını iddia etmiştir.

* İkinci yönüyle insanların vefaları üzerinde kuşku uyandırmıştır. Şeytan'a göre insanların hiçbiri Tanrı'ya vefalı değildir ve vefalı olanlar bunu yalnızca kendileri için iyi şartlarda yaparlar.

Bu nedenle kendisine verilecek bir izinle bunu kanıtlayabileceğini iddia etmiştir. Tanrı adaleti gereği bu davalar sonuçlanıncaya kadar Şeytan ve insanlara 6000 yılı kapsayan bir süre için hukuksal bir izin vermiştir. Bu süre içinde, Tanrı Adem ve Havva'yı yönettiği gibi insanları kendisi yönetmeyecek ve insanların kendilerini yönetmelerine izin verecektir. Bu izin sonucunda kimin haklı olduğu kanıtlanmış olacaktır. Yehova'nın Şahitleri, bu davalar sonuçlandığında bütün kötülerin yeryüzünden temizleneceğine ve yeniden yeryüzünün ilk baştaki gibi güzel bir park haline getirileceğine inanırlar. Bunun olabilmesi için, Tanrı özel bir düzenleme yapmış ve gökte tekrar yaşamak üzere dirilttiği İsa'yı bunun için görevlendirmiştir. İsa'ya verilen göreve göre, İsa ve 144.000 kişilik diğer yardımcı yöneticiler yeryüzünü gökten 1000 yıl boyunca krallar olarak yönetecekler ve cennetin yeniden yeryüzünde kurulmasını sağlayacaklardır. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, bu yönetimin adı Tanrı'nın Krallığı'dır. Bu Krallık yeryüzünü yönettiğinde, ölmüş kişilerden birçoğu yeniden yeryüzünde yaşamak için diriltileceklerdir. İsa'nın ve diğer kralların göksel yönetiminin, insanların hastalık, yaşlılık, ölüm, kötülükler, suçlar, yoksulluk, savaş, çevre kirliliği gibi bütün sorunlarına çözüm getireceklerine inanırlar. Bu nedenle siyasete karışmazlar ve bütün sorunların çözümünü, Tanrı'nın Krallığı olarak adlandırdıkları bu yönetimden beklerler. Yehova'nın Şahitleri'nin diğer insanlara yaptıkları duyurunun en başta gelen kısmı, Tanrı'nın Krallığı hakkındadır.
Yehova'nın Şahitleri'nin inancına göre, Tanrı Şeytan'a ve insanlara sınırlı bir süre için kendi istediklerini yapma izni vermiştir. Tanrı bu izni vererek, aynı zamanda kötülüğe de belirli bir süre izin vermiş olmaktadır. Çünkü, insanların kendi kendilerini yönetmek amacıyla kurduğu düzenler, iyi amaçlarla oluşturulmuş olsa bile, kaçınılmaz bir şekilde kötü ve bozuk bir dünya meydana getirecektir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre bunun nedeni, insanların kendi kendilerini başarılı bir şekilde yönetebilecek şekilde yaratılmış olmamalarıdır. Ayrıca başka önemli bir neden ise, Şeytan'ın "bu dünyanın egemeni" olarak perde arkasından bütün dünya düzenini yönetiyor olmasıdır. Şeytan bunu yalnız başına yapmamaktadır. Çünkü, bunu yaparken, cin olarak adlandırılan, Tanrı'ya karşı suç işleyerek kendi tarafına geçmiş birçok melek ona yardım etmektedir. Zamanla birçok melek Tanrı'nın Şeytan'ı hemen cezalandırmamış olmasından cesaret bularak ve Şeytan'ın da aldatıcı etkisiyle kendilerinde yanlış arzular geliştirmeye başladılar. Bunlar Adem'in yaratılışından 15 yüzyıl kadar sonra gökteki yerlerini bırakarak yeryüzüne geldiler ve erkek şeklinde maddeleşerek seçtikleri insan kızlarıyla yaşamaya başladılar. Bu olay Tufan'dan 150 yıl öncesine rastlamaktadır. Bu melekler tufanda insanlar boğulduğunda yeniden kendi madde bedenlerini ruha değiştirerek göğe döndüler. Ancak artık Tanrı'nın sadık melekleri arasında yer alamazlardı ve bu yüzden Şeytan'ın tarafına geçerek onunla birlikte Tanrı'nın amaçlarını bozmak için çalışmaya başladılar. Bunlar Şeytan'la birlikte yargılanacaklardır ve Tanrı o güne kadar bunların yeniden maddeleşmelerine izin vermeyip, bunu yapmalarını "güçlü bağlarla" engellemektedir. Şeytan'ın ve cin adı verilen bu meleklerin amacı insanları saptırarak onların da kendileri gibi yargılanmalarını sağlamaktır. Bu yüzden insanları aldatabilmek için sahte dinler ve ruhçuluk başta olmak üzere birçok yöntemi kullanmaktadırlar.
Yehova'nın Şahitleri, Tanrı'nın Krallığı'nın MS. 1914 yılında gökte kurulduğunu ve pek yakında bu krallığın göksel ordularının Armagedon adı verilen bir savaşla bu dünya düzenini ortadan kaldıracağına inanırlar. MS. 1914'den Armagedon'a kadar geçen süreyi "Son Günler" olarak adlandırırlar. Son Günler esnasında, bunun son günler olduğunu işaretleyen bileşik tek bir alamet olacaktır. Bu bileşik alamet şu unsurları kapsar: Matta 24., Luka 17., Vahiy 11. bölüm.

* Savaşlar
* Kıtlıklar
* Depremler
* Salgın hastalıklar
* İnsanların yeryüzünü kirletip bozmaları
* Kötülüklerin çoğalmasından ötürü, çoğu kişinin insan sevgisinin soğuması
* Gökteki Tanrı'nın Krallığı'nın bütün insanlara duyurulması
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
brkcn

brkcn


Mesaj Sayısı : 89
Kayıt tarihi : 20/11/08
Nerden : istanbul

Yehova'nın Şahitleri Empty
MesajKonu: Geri: Yehova'nın Şahitleri   Yehova'nın Şahitleri Icon_minitimeC.tesi Kas. 22, 2008 11:24 pm

Bundan başka bileşik alametin diğer unsurları insanların kişiliğindeki yozlaşmayı kapsamaktadır. Örneğin: 2. Timoteos 3. bölüm.

* Şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır. İnsanlar kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı, özünü denetleyemeyen, azgın, iyilik düşmanı olacaklar. Hain, aceleci (düşüncesiz), kendini beğenmiş, Tanrı'dan çok eğlenceyi seven, Tanrı yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar.
* Kötüler ve sahtekârlar, aldatarak ve aldanarak gittikçe daha beter olacaklar.

Bu alametlerin dışında, Armagedon'dan hemen önce tarihte eşi benzeri görülmemiş büyük bir sıkıntı dönemi başlayacaktır. "Büyük Sıkıntı" döneminin başlamasının son işareti, insanların dünyaya barış getirme çabalarının doruğa ulaştığı ve bunu başardıklarını düşünerek belirgin bir şekilde bundan söz edecek olmalarıdır: 1. Selanikliler 5. bölüm.

* Kardeşler, bu olayların zamanı ve tarihi konusunda size yazmaya gerek yoktur. Çünkü siz de çok iyi bilirsiniz ki, Rab'bin günü gece hırsız nasıl gelirse öyle gelecektir. İnsanlar, 'Her şey esenlik ve güvenlik içinde' dedikleri bir anda, gebe kadının birden sancılanması gibi, ansızın yıkıma uğrayacak ve asla kaçamayacaklar.

Yehova'nın Şahitleri'nin inancına göre, Dünya çapındaki barış ve güvenlik duyurusunu, Dünya çapında sahte dinlere karşı yapılan büyük bir saldırı izleyecektir. Bunun bir nedeni, bu dinlerin siyasete karışmaları olmakla birlikte, asıl neden Tanrı'nın kendi isteğini yapmaları için Dünya'nın siyasal güçlerine bunu yaptıracak olmasıdır. Bu saldırıda, Birleşmiş Milletlerin başını çekeceği dünyanın bütün devletleri sahte dinleri yok etmek üzere askeri güçlerini ortaya koyacaklardır. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, bu sahte dinler Kitabı Mukaddes'de "Büyük Babil, Dünya Fahişelerinin Ve İğrençliklerinin Anası" olarak adlandırılmaktadır. Kitabı Mukaddes'de sözü edilen "yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavar" siyasal ve askeri unsurlarıyla geçmişteki dünya imparatorluklarını da kapsa¤¤¤¤¤ günümüzdeki dünyanın bütün devletlerini simgelemektedir. Bu canavar eski Babil'den beri binlerce yıldır kendi üzerine binerek, kendisini yönetmeye çalışan fahişeyi sırtından atacak ve onu parçalayıp yok edecektir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre bu, Dünya çapında bütün sahte dinlerin ve onun destekleyicilerinin siyasal otoritelerce yok edilecek olmaları anlamına gelmektedir. Şu sözlerden bu anlamı çıkarırlar: Vahiy 17. bölüm.

* Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: "Gel!" dedi. "Sana engin suların kenarında oturan büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı göstereyim. Dünya kralları onunla fuhuş yaptılar. Yeryüzünde yaşayanlar onun fuhşunun şarabıyla sarhoş oldular." Bundan sonra melek beni Ruh'un yönetiminde çöle götürdü. Orada yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavarın üstüne oturmuş bir kadın gördüm. Kadın, mor ve kırmızı giysilere bürünmüş, altınlar, değerli taşlar, incilerle süslenmişti. Elinde iğrenç şeylerle, fuhşunun çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı. Alnına şu gizemli ad yazılmıştı: BÜYÜK BABİL, DÜNYA FAHİŞELERİNİN VE İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI. (...) Bundan sonra melek bana, "Şu gördüğün sular -fahişenin kenarında oturduğu sular- halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir" dedi. "Gördüğün canavarla on boynuz fahişeden nefret edecek, onu perişan edip çıplak bırakacaklar. Etini yiyip kendisini ateşte yakacaklar. Çünkü Tanrı, amacını gerçekleştirme isteğini onların yüreğine koymuştur. Öyle ki, Tanrı'nın sözleri yerine gelinceye dek krallıklarını canavara devretmekte sözbirliği edecekler. Gördüğün kadın dünya kralları üzerinde egemenlik süren büyük kenttir."

Dinlere yapılan bu saldırı, Büyük Sıkıntı adı verilen dönemin başlangıcını oluşturacak ve kesintisiz olarak Armagedon adı verilen Tanrı'nın Savaşı'na kadar giderek bir doruğa erişecektir. Armagedon Savaşı, dünyanın geri kalan bütün unsurlarının yok edileceği bir savaştır. Bu savaş aynı zamanda, Şeytan ve cinlerine karşı yapılacak olan ve bunların 1000 yıl bağlanarak etkisiz bırakılacağı bir savaştır. Bu şekilde Şeytan ve cinleri gelecek 1000 yıllık dönem boyunca insanları saptırmamaları için etkisiz bırakılacaklar ve 1000 yılın sonunda da tümüyle yok edilecekler. Yehova'nın Şahitleri Armagedon savaşını, Şeytan ve onun yönetimindeki insanların kurduğu, 666 sayısıyla simgelenen insan yönetimlerinden kaynaklanan bozuk dünya düzenini ortadan kaldırarak, yeni adil bir dünya düzeninin kurulmasını sağlayacak olan, Tanrı'nın adil bir yargısı olarak görürler. Armagedon Savaşı'nda yalnızca kötülerin ve bu dünya düzenini destekleyenlerin yok edileceklerini, fakat iyi olan ve Tanrı'nın Krallığı'nın yönetiminde yaşamayı seçenlerin ise, bu savaşta sağ bırakılacaklarına inanırlar. Tanrı'nın Krallığı bu sağ kalanlar üzerinde kendi yönetimini sürdürecek ve yeryüzünün temizlenerek yeniden "Aden Bahçesi" gibi bir cennete dönüşmesi sağlanacaktır.
Yehova'nın Şahitleri hiçbir şekilde kan almamaktadırlar. Ancak onlar Tanrı'nın uyarılarına dikkat ederek kan yoluyla bulaşan çeşitli hastalıklardan korunduklarına inanırlar. Bu yaşamlarını biraz daha uzatmak için Tanrı'ya itaatsiz olmak istemezler. Kan nakli gerektirmeyen diğer tıbbi tedavi yöntemlerini tercih ederler. Fazla yaygın olmayan kansız ameliyat yöntemleri, Yehova'nın Şahitleri'nin taleplerinden dolayı giderek Dünya çapında daha fazla uygulanmaktadır. Yehova'nın Şahitleri askerlik yapmazlar, savaşmayı Tanrı'ya itaatsizlik olarak görürler. Siyasetten tamamen uzak kalmaya dikkat ederek, hiç bir siyasi oluşuma destek vermez, kötülemez ve karışmazlar.
Yehova'nın Şahitleri ibadetlerinin dört önemli kısmı olduğuna inanırlar. Bunlar, Kitabı Mukaddes'i inceledikleri toplantıları, kendi başlarına incelemeleri, Tanrı'ya dua etmeleri ve bilgilerini başka insanlarla paylaşmaları sorumluluklarıdır. Bundan başka Kitabı Mukaddes'in emrettiği iyi ahlaklı insan olma özelliğini her zaman uygulamaları gerekmektedir. Yehova'nın Şahitleri kendi aralarından zina, hırsızlık yapma, sigara, uyuşturucu kullanma gibi ağır günahlar işleyenlerin yollarından dönmelerini beklerler. Bunu yapmayanlarla ise ilişkilerini keserler.
Yehova'nın Şahitleri'nin önemli bazı inançları şunlardır:

* İnsan öldüğünde tamamen toprak olur ve ruh diye adlandırılan bir kısmı yaşamaya devam etmez. Ruhun ölmezliği inancı Yaratılış 3,4'teki "Kesinlikle ölmezsiniz" diye Havva'ya söylenen yalanın devamı olarak, Şeytan ve cinlerin insanları aldatmalarına dayanır. Onlar bunu ölüleri taklit ederek onların yaşadığı izlenimini uyandırarak yaparlar.

* Ölüler tamamen bilinçsizdirler ve Dünya'ya gelmeden önceki var olmama durumuna dönerler. Ölüler için tek ümit Tanrı'nın onları yeniden diriltmesidir. Bu nedenle ölüm yeniden diriltilecek kişiler için bir uykuya benzetilir, çünkü onlar yeniden uyandırılacaklardır.

* "Birinci dirilme" olarak geçen sözler Tanrı'nın Gökteki Krallığı'nda yer alacak olan 144.000 kişiyi kapsar. Bunlar gökte yaşamak üzere ruh bedenlerle, ruh varlıklar olarak diriltileceklerdir. Bu durum, insanın öldükten sonra ruhunun göğe gittiği inancından farklıdır. Onlar bu duruma zamanı gelince diriltilme yoluyla erişirler. İnsanlığın geri kalanı için dirilme gökte değil yeryüzünde olacaktır.

* Tanrı'nın gözünde yaşamaya değer görülen ölmüş kişiler yeryüzünde yeniden diriltileceklerdir.

* Tanrı'nın gözünde yaşamaya değer görülmeyen ölmüş kişiler hiçbir şekilde diriltilmeyeceklerdir. Bu durum cehennemde yok edilme olarak adlandırılır.

* Cehennem sonsuz yok olmayı simgeler. Hiç bir şekilde ateşli bir işkence yeri değildir. İsa'nın cehennemle ilgili anlatımları bu yok edilişi anlatan benzetmeler olarak mecazdırlar. Zengin adam ve Lazar'la ilgili İsa'nın anlatımı bu benzetmelerden biridir.

* İnsanlar Tanrı'ya benzer yaratılmış olarak özgür iradeye sahiptirler ve kendi seçimlerini yaparlar. Kendi seçimlerine göre yaptıklarından Tanrı'ya sorumludurlar. Kader yoktur.

* Yehova'nın Şahitleri'ne göre yalnızca Yehova'nın Şahidi adını taşımak bu dünya ortamının sonunda hayatta kalmak için yeterli değildir, Tanrı'nın isteğine göre yaşamak gerekir.

* Bütün dünyayı Adem ve Havva'nın günlerinden beri perde arkasından isyan etmiş melekler olan Şeytan ve cinlerinin yönettiklerine inanırlar. Bunların, insanların çeşitli şekillerde yozlaşmalarını sağla¤¤¤¤¤ dünyadaki kötülüklerin artışına yol açtıklarına inanırlar.

* Günlerimizin Tanrı'nın yeryüzünden bütün kötülükleri ve bu dünya ortamını kaldıracağı son günler olduğuna inanırlar.

* Dünya'nın sonu geldiğinde Dünya'nın kendisi yok edilmeyecektir. Tanrı'nın amacı, yeryüzünün cennet olması ve iyilerin burada sonsuza dek yaşamasıdır. Dünya'nın tamamen yok edileceği ve insanların ruhlarının gökteki bir cennette yaşayacağı inancı, insanların dikkatini bu ümitten başka tarafa çekmek isteyen Şeytan ve cinlerden kaynaklanır. Tersine, Vahiy 11,18'de geçen "yeryüzünü mahvedenleri mahvetmek zamanı da geldi" sözlerine göre, yalnızca Dünya'yı bozanlar yok edilecektir. Vaiz 1,4'e göre "dünya sonsuza dek kalır."

* Dünya'nın sonu geldiğinde Dünya'nın kendisi değil, yalnızca üzerindeki kötü ortam ve onu destekleyenler yok edilecektir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre insanlara yaşamak için yeryüzü verilmiştir ve cennet yeniden bu yeryüzünde kurulacaktır. Mezmurlar 37,29'a göre, "Doğrular Yer'i miras alacaklar ve orada sonsuza dek yaşayacak"lar.

* Yaratılış 1,1 deki "Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı." sözleri Evren'in ve Dünya'nın yaratılışına değinir ve bu konuda herhangi bir zaman diliminden söz etmez. Yaratılış 1. bölüm 2'den başlayan sözler ise Dünya'daki karaların, atmosferin oluşumu, bitkilerin, hayvanların ve insanın yaratılışını ele alır. Bunların yaratılışındaki gün kavramı 24 saatlik bir gün kavramı olmayıp binlerce yılı kapsar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yehova'nın Şahitleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gizli Güçler :: Dinler Ve İnançlar/Antik Uygarlıklar :: Dinler Ve İnançlar-
Buraya geçin: